"Enter"a basıp içeriğe geçin

Bilindışı(!) – Bilinçdışı davranışlarımıza nasıl yön verir?

Bilinçdışı…
Benim en çok dikkatimi çeken konulardan birisi olmuştur. Peki nedir bu Bilinçdışı?

Kısa ve öz şekilde yazmak istiyorum…
Bilinçdışı, bireyin o an farkında olmadığı ve sonraki yaşamında davranışlarına yön veren etki eden bir kavramdır.
Daha açıklayıcı olması bakımından ufak örneklerle ilerlemek istiyorum.
Örnek, “cinsellik” Türk toplumu açısından baktığımız zaman bastırılmış bir duygudur. Aslında her birimizin yaşamış olduğu ama farkında olmadığımız davranışlar içeren “cinsellik” olgusu Bilinçdışımızda nasıl işler?
Öncelikle bir olayla karşılaşırız, farz edelim erkek cinsi bir bayan cinsten hoşlandı. Vücut hatları, dekoltesi vs. çok hoşuna gitti. İlk olarak İD mekanizması devreye girer, ve derki ; şuan bu bayan ile yatman gerek çok güzel. Fakat biliyoruz ki cinsellik toplumumuz tarafından baskılanan bir kavram olduğu için ikinci olarak SÜPEREGO devreye girer ve der; şuan yeri ve zamanı değil bunu daha uygun bir şekilde ve uygun bir ortamda giderebilirsin. Ego ise bu iki kavramın arasında denge görevi görür ve en son kararı ego verir. Ya ertelersiniz ya o an tecavüz eylemine kalkışırsınız.
Kısaca ;İd: doğuştan gelen istek ve arzuları içerir   Süperego: Ahlak ve etik konuları içerir  Ego: denge görevi görür.

Bu anlattığım 3 kavramı anlatan iki adet güzel resim paylaşmak istiyorum.



Peki bu üç kavram Bilinçdışımıza nasıl yansır?

Gece olur ve bir rüya görürsünüz, “Yolda aracınızla ilerlerken, öndeki bir araca arkadan çarparsınız. Ve bir bakarsınız ki bu öndeki aracın sahibi bir bayan ve aslında aracı kullananda istemiş olduğunuz kişidir” rüyada görmüş olduğumuz kısım tamamen Bilinçdışının o an konuyu ve durumu bastırmasıdır.

Peki çocukluğumuzdan bu yana bize ve Bilinçdışımıza farkında olmadan çevremiz nasıl etki etti?

Bilinçdışına kötü etki eden ve kayıt eden bazı cümleler

 

  • Koşma düşersin
  • Dondurma yeme hasta olursun

 

• Çok hareket etme terlersin.
• Elimden tut, kaybolursun.
• Ders çalışmazsan asla başarılı olamazsın.
• Senden hiç umudum yok, sen okumazsın.
• Hiç şansın yok.
• Yapamazsın.
• Dünya gittikçe kötüleşiyor.
• Bu memleket adam olmaz.
• Artık buralarda yaşanmaz.
• Bu kadar çalışmanın bir anlamı yok. Çalış çalış nereye kadar.
• Artık yaşlandın. Otur oturduğun yerde.
• Hayat bitmeyen bir çile.
• Mutlu olmanın imkânı yok bu hayatta.
• Kazanamazsın.
• Zenginler kim bilir o parayı nasıl kazanıyor. Olmaz olsun öyle para.
• Ben kazanmadan gelen parayı istemem.
• Dikkat et, hasta olursun.
• Bu yaştan sonra artık hastalıklarla yaşamayı kabul ediyorum.
• En az iki yabancı dil bilmeden iyi bir iş sahibi olamazsın.
• Üniversitede okumadan asla olmaz.
 
Bir başka örnek, küçükken her annenin çocuğuna dediği bir cümleyi hatırlayalım. Dışarı geç vakitte çıkma, uğursuzu işsizi olur ve sana zarar verir.
 
Aslında Bilinçdışımız bu cümleyi şu şekilde algıladı; ” Gece dışarı çıkan her insan zarar verir”
Bu sebepten dolayı karanlık yerlerden korkmaya başladık, geceleri dışarıda yürümekten korkar olduk.
 
İkinci örnek, dondurma yeme boğazların rahatsızlanır. Aslında tıp dünyası şuanda biliyor ki, boğazından rahatsız olan bir hastanın dondurma yemesi bu kişiye zarar vermekten çok yarar dahi sağlıyor. Çünkü boğazların nemlenmesine olanak sağlıyor.

üçüncü örnek; küçük yaşlarda bir köpeğin sizi kovaladığını veya ısırdığınızı düşünürsek, ileride bu olayı hatırlamasanız bile bir köpek gördüğünüzde korkmanız garantidir. Çünkü siz hatırlamasanız dahi Bilinçdışınız hatırlar.

dördüncü örnek; küçüksünüz ve bir tavşan seviyorsunuz fakat tavşan elinizi ısırdı, ileride belki de tüylü nesnelere veya canlılara karşı bir antipati geliştirmeniz olasıdır. Çünkü tavşanda tüylüdür…

Kısacası Bilinçdışı, mantık aramaz. Sadece olayı genelleştirir ve sizi yönlendirir.
 
Peki Bilinçdışının başka ne özellikleri var?
 
Bilinçdışının zaman kavramı yoktur. Peki bu ne demek?
Örnek: Diyelim 5 sene önce bir arkadaşınız çok kızacağınız bir davranış sergiledi ve çok öfkelendiniz.
5 sonra sonra o olayı tekrar hatırladığınızda ise, o gün duymuş olduğunuz öfke tekrar canlanır ve sanki o arkadaşınız o dakika da yine aynı davranışı sergilemiş gibi hissedersiniz. Aslında bilirsiniz ki bu sadece anı, ama Bilinçdışı bunu bu şekilde anlamaz.
 
Yazıyı uzatmak istemediğimden kısa tutup bazı öneriler vermek istiyorum.
 
Her ne olursa olsun, her zaman kendinize iyi şeyler söyleyin. Unutmayın Bilinçdışısiz ne söylerseniz onu kayıt eder ve tekrarlar. Ona inanır…
Durumların kötü tarafından çok iyi yönünü görmeye çalışın…
Boş zamanlarınızda kendinize güzel sözler söyleyin, “bugün çok güzelim” “bugün çok mutluyum”, inanın “bugün çok mutluyum” demeniz sizi ikna etmese bile Bilinçdışınız mutlu olduğunuza inanacaktır ve davranışlarınız değişecektir.
 
Son olarak, mümkün olduğu kadar gelişim yazıları okuyun. Kendinizi keşfedin…
 
Unutmayın, mucit olan insanlardan farkınız yok. Her insanın iki kolu iki bacağı ve bir beyni var. Asıl olan bu organları nasıl kullanacağımızdır. Eğitimimizin ve sistemimizin dar basma kalıp yargılarından kurtulun. Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. Araştırın nereden geliyor neden 180. Unutmayın araştırmak ve neden sorgulamak her zaman beyin jimnastiği yaptırır ve dar görüşlü olmaktan çıkartır…

 

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir