"Enter"a basıp içeriğe geçin

Duygularımız, yaşamımızı tahmin edemeyeceğimiz ölçüde etkiler! Vak’a örneği

Acaba duygu durumumuz yaşantımızda ki fiziksel olaylarda ne kadar etkiye sahip?
Tabi ki de duydu durumlarımız yaşantımızı etkiliyor gibi dudak bükücü bir ifade görüyor gibiyim. Fakat ne kadar etkiliyor?
Sizinle başımdan geçen ufak bir vak’a örneği paylaşmak istiyorum…
Öncelikle şu notu geçmeliyim; Burada Vak’a ya ait paylaşılan tüm bilgiler danışan tarafından onay alınarak yazılmıştır. İsim yaş vb. özellikler tamamen değiştirilerek aktarılmıştır…

 

Vak’a başlıyor…
A.a 35 yaşında, 2 yıl önce eşiyle anlaşmazlık yaşıyor ve eşi kendisini mahkeme yoluyla boşuyor. Boşanma sürecinde kendisi üzerine yapılan tüm mal varlığı A.a isimli danışanımdan alıyor. Bu süreçler devam ederken, A.a bir gün Emniyet Müdürlüğüne ifade vermeye giderken müdürlüğün karşısında cebindeki sigarayı çıkarıp içmeye başlıyor. Sigaradan tek bir nefes aldıktan sonra bilinci kapanıp düşüp bayılıyor. Kendisine geldiğinde ise baştan aşağı felç olduğunu fark ediyor. Fiziksel muayeneler sonucunda felç geçirmesi için hiçbir sebep bulunmuyor.
Peki, kendisini fiziksel felce sokan şey neydi ?
 
Kendisi ile danışma sürecinde yaptığım konuşmalar sonrasında, felce sebep olan şeyin anlık yaşanan aşırı stres olduğunu doktorların kendisine belirttiğini ifade etti… Yani bu bir ikincil kazanımdı! Fiziksel olmayan fakat duygusal yaşanan bir ifadeydi…
Peki neden ikincil kazanım ile felç geçirmişti?
Tabi ki bunu bilinç düzeyinde fark etmedi. Fakat, ikincil kazanıma sebep olan şeyin bilinçaltında yatan yalnızlığına vurgu yaptırmak istemesi olabilirdi. Benim vak’a örneğinden çıkartmış olduğum ifade buydu. Dikkat çekmek!
 
1-1.5 sene kadar fizik tedavi müdahalesi alan A.a yürürken baston vasıtası ile gitme eylemi haricinde ve sol kolunda ki ufak fiziksel kullanımsızlık haricinde ki hiçbir rahatsızlığından eser kalmamıştı. Geçirmiş olduğu 1.5 sene gibi uzun bir sürecin ardından A.a fiziksel olarak toparlanmıştı…
Peki duygusal olarak?
Her ne kadar yapmış olduğumuz görüşmelerden ve yapmış olduğum testlerden kendisine dair edinilen bulgular duygusal olarak bir problemi olmadığını göstermiş olsa da, A.a geçirmiş olduğu yaşantıyı kendi içerisinde bastırıyordu!
A.a her görüşmemizde gayet iyi olduğunu ifade etti. Hatta şu cümlesi kulaklarımdan hiç çıkmıyor. “Hayatımdan gayet memnunum, hiç bu kadar iyi olduğumu hatırlamıyorum. Şu elimde ki bastonu da bir def edebilsem hayat benimdir”
Kurmuş olduğu bu cümle, aslında içerisinde bastırmış olduğu duyguların dışarıya yansıttığı bir maskeden ibaretti.
Not: A.a isimli şahıs ile artık bazı sebeplerden dolayı görüşemiyoruz…
Ufak bir vak’a örneğinin bize verebileceği binlerce fikir olabilir.
Unutmayın sizi yönlendiren şeyler duygularınızdır. Duygularınızı ne kadar sağlıklı beslerseniz hayat düzeniniz o kadar sağlam bir bina temeli üzerine oturur.

 

Bu arada, ufak bir tavsiye…
Duygu yoğunluğu yaşadığınız zamanlarda klasik müzik dinlemeyi deneyiniz. Araştırılmış çalışmalara göre, bazı hapishanelerde ve gözlem odalarında normal mahkumlar, seri katil ve ciddi kişilik problemi yaşayan kişilere rahatlamaları için Klasik Müzik dinletiliyormuş. Ve etkisi, tahmin edemeyeceğiniz kadar pozitif bulgular içeriyor…
 
Duygularınız ile el sıkışın, onları dinleyin. Ve zamanı ise onları göstermekten çekinmeyin. Duygularınızı bastırmak yerine onları ayna karşısına geçirip kendilerini görmeyi sağlayın…
 
 
Psikolojik Danışman Kürşad POLAT

 

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir